Can korkusuyla depremin ardından yollara düşenlere, kâğıt bardakta çorbayı 25 liraya satanları da gördük bu ülkede, sahip olduğu tüm varlığını gözünü kırpmadan afet bölgesine gönderenleri de.
İnsanoğlunun bir yüzü gül kokusu diğeri fosseptik çukuru derler ya.
Bizim insanımızın tamamının yüzü gül kokar.
Deprem evlerinde hırsızlık yapan, dükkânları yağmalayan, çocukların bilgisayarlarını çalanların yüzleri hep fosseptik çukurudur. Ve onlar zaten bizim insanımız değildir. Hatta onlar insan bile değildir.
Deprem hırsızlarının yüzü fosseptik kokar da fırsatçıların ki kokmaz mı?
Fırsatçı kimdir?