Geçtiğimiz haftasonu Adıyaman'daydım, Gökkuşağı derneğinin davetlisi olarak Şehir ve Medeniyet mevzuunda organize edilen konferanslar dizisinden bir tanesini gerçekleştirmek üzere davet edilmiştim. Sabah erken uçaktan indim.
Havaalanları artık hep kalabalık. Türkiye'nin her yanına yayılan ticari, kültürel etkinliklerin her geçen gün çeşitlenip artmasının en büyük nedenlerinden biri her ilde havaalanı ve üniversitelerin kurulmaya başlaması oldu. Yıllar önce Adıyaman'a karayoluyla geldiğimizde havaalanı henüz inşa edilmemişti mesela.
O kadar yağmur yağıyor ve gök gürlüyordu ki, yolumuz üzerindeki sahabe türbesini gösteren levhanın önünde bir süre kararsızlık içinde kalakalmıştık. Yol bozuktu, ne kadar süreceğini kestiremiyorduk, acelemiz vardı... Ve fakat sürpriz biçimde karşımıza çıkan sahabi makamını ziyaret etmemek de olmazdı ki... Derken vazgeçtik. Maraş'tan geliyorduk, Nemrut'a çıkmıştık ve vakitlice Diyarbakır'a varmamız gerekiyordu.