Seçime yaklaştıkça provokasyonlar artıyor. Yine. Bir kez daha.
Öyle bir memlekette yaşıyoruz ki, hiçbir zaman gerçek anlamda
sorunsuz, yapıcı, 'neyse o' bir seçim idrak edemiyoruz. Her
seferinde kritik gündem. Yeni anayasa için kaç seçim geçirdik,
barış için keza. Şimdi başkanlık vs.
Eskiden seçime yaklaştıkça patlayan bombalar ordu ile örgüt
arasındaki kızışmayı artırır, içte ve dıştaki kravatlı
provokatörlerin sözleri her yerde manşet olurdu.
Şimdi bombalar yine patlıyor. HDP'nin binalarına iki ilde eşzamanlı
olarak düzenlenen saldırılar oldu. Daha önce de olmuştu.
Fakat bu kez patlayan bombalar savaşan güçleri gaza getirip silaha
yöneltmekten ziyade, daha dolaylı bir istismarı amaçlıyor. HDP'nin
Meclis'e girip girememesi üzerinden bir tür meşruiyet krizi çıkarma
çalışması sanki bu. Nitekim bir kanat; oy vereceği bu partiyi
sokağa indirip şiddet yanlısı gibi göstermek isteyenlerin
provokasyonudur bu diyor. Diğer kanat da, hangi amaçla olursa olsun
bu provokasyoncuları ortaya çıkaracağız, hükümet olarak bu
saldırıları asla kabul edemeyiz diyor.