Çatışmada gencecik askerler vatan görevlerini yaparken şehit olunca herkesten çok kendileri milliyetçi vatanperver kesilen, büyük tabloya, oyun içindeki oyunlara dikkat çekip herkese kılıç sallayanlara bakıyorum.
Timsah gözyaşlarını döker dökmez yine kaldıkları yerden menfaatperest hayatlarına pişkince devam ediyorlar. Kimi milletvekili, kimi bürokrat, kimi entelektüel, kimi akademisyen vesaire.
Helalinden rızık için dikkatli yaşamak, diğergamlık, öğrendiğini paylaşmak, insanlığın hayrına çalışmak nerede diye sorarsanız, sadece söylemlerde. Yaşadığı hayatın, yaptığı işin hakkını Hak için vermek gibi söylemler eşliğinde ihaleciliğin, aymazlığın, eyyamcılığın, riyakârlığın karasularında dört dönüyorlar.
Sonra etrafta herkes birbirine “biz bu hale nasıl geldik, evlenirken bile gençler mülk kavgasına tutuşuyor. Bu kapitalizm en çok Müslümanları mahvetti” gibi sitemler ediyor.
Suçu hep kapitalizmde, hep gavurda, Batı değerlerinde, misyonerlerde, hep ateizmde, deizmde bula bula!.. Nefsimizi terbiye edemeden, içimizdeki o evrensel Müslüman’dan upuzak bir hayata devam ettiğimizin dahi ayrımına varamadan!
***