Gün geçmiyor ki Batı’da ciddi bir haber dergisinin kapağında Türkiye’nin yüksek oranla defalarca seçilmiş liderini diktatör ilan etmek için olmadık çarpıtma argümanlar sıralanıp durmasın!
Bunca kurgulanmış haberin Türkiye’nin gidişatını bu kadar sarsamadığı bir dönem daha önce olmamıştı.
***
Yıllar yılı hop oturduk hop kalktık. Batılı halklar veya sivil toplum kuruluşlarında, insan hakları derneklerinde gerçeğe yaklaşmak isteyen vicdanlı onurlu kişiler olduğunu bilir, en azından onların anlaması için ses çıkarmak gerektiğine inanırdım âcizâne:
“Bu analizler doğru değil. Kim veriyor bu raporları. Burada akan hayatın dehlizlerinde bambaşka gerçekler filizleniyor” diye uyarır, örneklerle anlatırdık. “O kadar tanıdığımız, sevdiğimiz, vicdanen güvendiğimiz dostlar var, neden burada olanlara bu kadar kör kalınıyor” der dururduk.
Biz terörü sonlandıracak gerçek ve onurlu bir barış masası için burada onlarca provokasyona, suikasta ve kanlı engelleme operasyonuna maruz kalsak da barış masasını devirenlerin kimler olduğunun burada canlı tanıklarıydık çünkü.