Amerika’nın Irak işgali döneminde vicdanımıza, gündelik hayatımıza yansıyan ayrıntılardan hareketle tuttuğum günlüklerde edebiyat, savaş, aşk, ibadet hep iç içe geçmiş. Nisan 2003’te yazdığım bazı notlardan bugünü yeniden kuralım, neredeyse 15 yıl sonra.
***
“Cuma namazından çıkan Iraklılar Bağdat sokaklarında slogan atıyor. ‘Ülkemiz bizimdir, sömürge olmayacağız!’ Aynı anda Amerika’da Iraklıların okullarını, hastanelerini, su ve elektrik altyapılarını yeniden inşa edecek olan hangi şirketlerin ihale kazandığı ortaya çıkıyor. Hemen hepsi Amerikalı! Bu bağlantıları kurdukça kayda geçiriyorum, belki lazım olur.
Bağdat müze müdürü Amerikalılardan beyaz bayrak istedik. Dikelim diye bizi uzun süre oyaladılar diyor, korunma istedik ama boşuna diyor. Şimdi yağmalama yapanların bir örtüye, yorgana filan çanak çömlekten daha çok ihtiyacı olması gerektiğini, dolayısıyla bu yağmacıların profesyonel olduğunu söylüyor. Yani parayla satın alınmış fakir insanlar üzerinden Amerika yeni bir imaj tazelemesi yapıyor.
Bugün ortaya çıktı ki, İsrail’i tanıyan Irak ile İsrail arasında petrol boru hattı projesi hayata geçecekmiş. Profesyoneller her şeyi planlıyor. Ama kaos hala sürüyor. Aileler dağılmış, perişan. Amerika ise petrol boru hatlarıyla, muhalif toplantılarıyla, ihalelerle ilgileniyor.
İnsani yardım diye küçümsediği, kar getirmeyen işleri ise küçük müttefiklerine bırakıyor, Türkiye gibi. Bütün ihaleleri kendi şirketlerine ayırıyor. Dünyayı tek başına kar amaçlı şirketler yönetecek diye insanlar ilaçsızlıktan ölüyor, çünkü tedavi kar getirmiyor.”