Karşımıza kim çıkarsa ezer geçeriz diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan. Ya ne deseydi? Üzerimize gelip kanımızı emin, baş eğelim, onlarca Gezi, yüzlerce 15 Temmuz yapmayın diye sinip ehlileşelim, ne de olsa insan hakları cart curt, zalime de eşit hak tanıyalım diye kıvırıp dursa mıydı?
Kadın erkek çoluk çocuk ayırmadan gencecik sivilleri askerleri polisleri, sinsice katleden teröre evet mi deseydi, buyrun devam edin! Otuz yıldır kıyım yapan ve gencecik çocukların eline silah verip nefret aşılayarak kullanan, ölüleri gelince onları dahi siyasi amaçla kullanan taşeron katillere tırlar dolusu mühimmatla destek veren müttefikimiz karşısında eyvallah deyip sinse miydi?
Uluslararası ölçekte yalan dolan haberlerle, yıpratma kampanyalarıyla, hileli mahkemelerle, çocukları bile kandıramayan algı operasyonlarıyla, hepimizin zekasıyla alay eden vasatlıktaki diplomasisiyle, ekonomik müdahaleleriyle bu kanlı sömürgeciliğe baş eğelim diye daha da üstümüze gelmesine razı mı olaydık?
NATO neredeydi, BM neredeydi, insan hakları örgütleri neredeydi? Birileri burnumuzun dibinde insanları kesip doğrarken, biz neler pahasına milyonlarca insana hayatımızı, evimizi barkımızı açmışken, halkına karşı kimyasal kullanan rejimlerle işbirliği yapan güçlerin rengarenk boyalı medyasında vicdan neredeydi?
***
Amerika, siviller için endişeliyiz diye açıklama yaptığında daha da içeri kaçmadı mı vicdan? Afganistan’da yüz binlerce, Irak’ta milyonlarca, Suriye’de keza milyonlarca insanın katledilmesine göz yuman, bizzat işgal eden, kan döken bir gücün bir avuç insan için (ki onları da kalkan olarak kullanıp kurtulmalarına izin vermeyerek) endişelendiğini görmek gerçekten çok ironik.