Bunca kan ter ve gözyaşı içinde toplumsal gerginlikler mühim
konumdaki yetkililerin menfaatine alet edildikçe adalet ve
hakkaniyet ölçülerine kimse kıymet vermez hale geldi. Ya bizdensin
ya şunlardansın, ya bunlardansın. Münferit olursan kurt kapar,
kapanlara düşer, avlanırsın.
Buralar böyle işte. Herkesin kendi yaşam konforuna uygun bir biz
örgütü var. Korunaklı mahallesi. Hangi biz'e dahil olursan ol,
arkanı kollayacak, sırtını yaslayacağın bir cemiyet bulunur. Ölçü
bellidir: “Bizden isen hak sendedir.”
Haksızlık yapmışsan da sırf bu biz örgütüne ait olduğun için seni
savunan, koruyan dostlar bulunur. Ama seni savunmak uğruna mağdur
ettiğin kişileri suçlu çıkarmaya ant içmiş dostlardır bulduklarının
çoğu. Suçuna ortak olmak suretiyle sergilerler seninle dayanışmayı.
Adalete ve insanlığın gönlüne davet etmeye, nasihat etmeye, tevhidî
bir bakışla seni hakka yöneltmeye odaklı değildirler
çoğunlukla.
Yaptığın zulüm biz'in içinde mazur görülür, üstü örtülür, birlik ve
dayanışma ruhunu bu şekilde sergileyen vicdanlar da rahat eder. “O
bizden değil mi, tabii ki sonuna kadar onu savunuruz! Varsın
gözümüzün önünde haksız yere ona buna hakaret etsin, iftira atsın“
vesaire.