Sadece kan gölüne dönen Ortadoğu’dakinden mi? Bitince yeniden başlamayanı hangisi? Galibi belli olunca barışı sabit olarak tesis edebilen bir zafer türü var mı herkesçe kabul gören?
Bu sorular sonsuz sayıda çoğaltılabilir. Velhâsıl savaşı bizim dışımızda görmek gerçeğin üzerine örtü çekmek demek. Bu bir tür yabancılaşma hatta.
Savaşın insan ile kaim olduğunu ve kesintisiz devam ettiğini aslında eskiye oranla bugünün küresel tüketim ve iletişim kültüründe idrak etmemiz çok daha kolay. Çünkü bilgi çağı dediğimiz bu dönemde her şey kadar savaş da alenileşti.
Ama nasıl bir ilahi cümbüş ise savaşın bütün şiddetiyle devam ettiğini bizden perdeliyor bunca bilgi, bunca görsel veri, algı tasarımı, iletişim yöntemi. Peki ne oluyor? Savaş hep bizim dışımızda bir yerlerde devam ediyor!
Bizim medeni dünya olarak bir dahlimiz yok. Hiçbir suçumuz, gerekçemiz yok, zaten birilerinin savaşmasına vesile olma ihtimalimiz de yok. Elimizden ne gelir ki diyerek oturduğu yerden “ilkel, çaresiz, barbar” kitlelerin çatışmasını izleyen birer pasif dünya vatandaşıyız! Ancak bu şekilde nimetlerinden yararlanabiliriz bu küresel çağın.
***