Bahçeye bir puhu kuşu geldi geceleyin, öylesine uzaklardan gelmiş gibiydi ki, boğuk ve derinden kesik kesik hu'lamasını dinlerken karanlığın içinde bütün mesafeler yakına geldi, sanki alemlerin bütün zikri bu ötüşün yankısı oldu çıktı.
Bir an başım döndü, pencerenin önünde Osman Kemali'nin bir şiirini okuyordum. Başımı kaldırıp pencereden dışarı, geceye baktım. Bulutların arasında bir görünüp bir kaybolan ayın gerisinde yıldızlar pervaneye benziyordu.
Memlekette ve dünyada fitne, öfke, nefret ve çatışma ile öylesine yorulmuşum ki, gecenin yüzünde bir yerlerde kaybolup dinlenmeye çalıştım. Uzakta bir pencerenin önünde yanan cılız mum ışığını fark ettim derken. Sadakatle, vefalı bir dost gibi itiraz etmeden kendi kendini yakmaya devam etmesinin anlamını düşündüm.