'Evrensel / ilahi' değerlerle yoğrularak vücuda geldiği için her daim diri olan kadim geleneklerde icra edilen sanat eserlerini düşünün. İslam'ın iç yüzünde asırlar boyu her seveniyle biraz daha kemale ermiş binlerce tevhid eseri nefes alıp veriyor bu şekilde.
Zamanın kriterlerine, akımlarına, anlayış, algı, eda, üslup veya ifade tarzlarına hitap ederken bugünün sesiyle onları 'öz değerlerimiz' diyerek canlandırmayı neden arzu ediyoruz? Sahih bir sanat ve güzellik / estetik anlayışının neresindeyiz? Bu anlayışımıza uygun bir arz talep dengesini sivil toplumda veya resmi kurumlarda oluşturabiliyor muyuz?
Birikim, donanım, yetkin bir zevk derken... Kültür ve sanatın nefsimizi beslemesinden ziyade ruhumuza miraç ettirmesini bekliyorsak... Bir Yunus şiirinin evrensel manasını bugünün sesiyle yeniden işitecek bir gönül genişliğine ulaşma niyeti gerek öncelikle bizlere. Bunun için de acilen bu tip sahih niyetlerin kurumsallaşması gerek.