Evet elbette kültürel iktidarı hedeflemek; iktidarının 13. yılında her iki kişiden birinin oyunu almış bir parti için kaçınılmaz bir hedeftir. Hele ki on yıllar boyu kültürel dayatmacılığını pozitivist bir hayat görüşü ve seküler değerlere dayanarak devam ettirmiş bir anlayış karşısında bu kaçınılmazdır.
Lakin kültürel iktidarı 'ele geçirmek' olarak tanımlayanlardan bugünlere dek çok çektik. Çağdaş kültür ve sanat dünyamızın 2000'li yıllara dek tek belirleyicisi konumundaki laik çevrenin sosyal demokrat ve / veya liberal demokrat kesimlerinin içine doğduğum ve içinde büyüyüp kavrulduğum için bu dayatmacılığın gerisindeki ruh haline 'içeriden' aşinayım.
Sözgelimi ister çocuk edebiyatında olsun, ister gençlik dizilerinde, resim veya müzik anlayışında, ya da popüler kültür alanında olsun: Kültür ve sanat kriterlerimizin belirleyicisi 'doğrusu zaten bizim yaptığımız gibidir, başka türlüsü düşünülemez' yaklaşımıdır daha ziyade.