Küresel aktörler dolar krizinin zirveye çıktığı günlerde –ki bayramdan hemen önceydi- Türkiye’de ciddi bir iç karışıklık çıkacağını umuyordu. Bazı kanalların ülkemizdeki temsilcilerine canlı yayında “orada manzara nedir, insanlar huzursuz mu, panikteler mi” şeklinde soru yöneltiyorlardı.
Aynı anda biz burada bayram hazırlıkları içindeydik. Kimimiz tatil programı yapıyor, kimimiz alışverişte, kimimiz seyahat hazırlıklarındaydık. Hayat her zamanki hızlı akışında ilerliyordu. Ortak özelliğimiz ise dolarları liraya çevirmekti. Bu sayede, bu büyük dayanışmanın da psikolojik ve iktisadi katkısıyla kriz önlendi. (Elbet devletin tam zamanında aldığı başka önemli kararların da etkisiyle.)
Birileri ülkemizde iç savaş çıkarmak için her tür çatışmayı fitne fesadı denemeye devam ededursun, uçaklar her zamankinden fazla yolcu taşıdı. Tatil yörelerinde oteller doldu taştı. Dört bin nüfuslu tatil beldelerinde konaklayan turistlerin sayısı yüz elli bini buldu.
Biz de işte bu her zamanki iniş çıkışlarla dolu gündem içinde, memleketimizin güzide bir Ege sahilinde bayramı geçirdik.
***
İzmir’e gelin gitmiş biri olarak diğer bölgelere nazaran Ege’nin sahil ve iç kasabalarında yirmi yıldır çok daha fazla yaşamışımdır. Defalarca koylarını körfezlerini, iklimini, ürünlerini olduğu kadar siyasi eğilimlerini, sosyolojik dalgalarını, hayat tarzlarını, aileyle çevreyle kültürle ilişkilerini farklı vesilelerle kaleme almışımdır kendi zaviyemden.