Evet, buralardan kimse dönmüyor. Analarıyla ölüyor, babalarıyla öldürülüyor çocuklar. Koş git diyorum bir oğlana, bana akarsuyu getir. Loş ışığını dağların. Rüzgarını getir yaprağa. Ki aradığını bulsun bizim gibi arayan! Ne arıyoruz buralarda? Sahi, neyin peşindeyiz bu kupkuru ağaç köklerinde?.. Ağzından kükürt ve duman çıkaran bu aslan heykellerinin dibinde?. Bu huzura kavuşmamış anıların gövdesinde?..
Anadolu, Rumeli, Kafkaslar, Mezopotamya, Hicaz... Hep Ortadoğu. Dallarını pencerelerden içeriye sarkıtmış yorgun, bezgin ama diri birer gölgeyiz... Tanıklık ediyor bize toprak... Dayandığın kapılar aralıktır buralarda. İçeri girersin ki ılık süt, tüten ocak, miyavlayan kedi... Bazen de kimsecikler yoktur. Eski bir konak gibi çatırdaya çatırdaya yıkılırsın. Sarmaşıklar kaplamıştır ahşabı, kurt yemiştir.