Ve şimdi bir adım geri çekilme zamanı. Koalisyon arayışları,
siyasi pazarlıklar, ertelenen barış müzakereleri, patlayan
bombalar, sınır savaşları... derken bir Ramazan daha. Nefsinin
isteklerine boyun eğmemekten bahsediliyor oruç deyince. Her
organına oruç tutturmaktan bahsediliyor. Bunu neden yaptığının
anlamı insanda açılmalı.
Oruç bir kalkan. Zırh. Sana dünyayı putlaştıran her şey ile arana
mesafe koyuyor. Bütün organlarınla tutuyorsun orucunu. Dilin neyi
konuşacak, neyi susacak... Gözün neye bakacak, neyi görecek, neyi
görmeyecek... Elin neye dokunacak, ne iş yapacak, ne verecek, ne
vermeyecek... Derken...
Anlam eğer kanatlanıp seni gönlünün semalarına yükseltmiyorsa, bir
aşık gibi uçurmuyorsa, başında duman, sana özünü özletmiyorsa...
Oruç uruç ettirmiyorsa... Açlık ile tokluk arası bir egzersiz
olmaktan öteye gidemiyor.
Oruç; bir kalkan olabiliyorsa nefsinle aranda, denilebilir ki,
şeylerle ilişkin yeniden düzenlenmeye başlıyor.Herkesle, her şeyle
arana mesafe girdikçe eşyayla bütünleşmeye başlıyorsun.