Geçtiğimiz ay içerisinde birkaç kez üst üste kitap fuarlarına
katılmak durumunda kalınca bildiğimiz şeylerin ne kadar hızla
değiştiğine bir daha tanıklık ettim. İlk romanımın yayınlandığı 98
yılından bugüne yayıncılığın memleketimizde geçirdiği evreleri
yeniden hatırladım. Eskiye takılıp kalmak gibi bir niyetim asla
yok, buna rağmen bazı şeyleri kayda geçirmekte yarar var diye
düşünüyorum, önümüze bakarken...
90’lı yıllar memleketin kültür sanat alanında da tıpkı siyasette
olduğu gibi, darbe sonrası yeniden açılımlara girdiği bir dönemdi.
Kameralar, tv kanalları bollaştıkça, bireysellik, görsellik,
gündelik hayat, mikro algılar, özel ilişkilere dayanan popüler
kültür hikayeleri vs öne çıkmaya başladı. Fakat elan aynı zümrenin
tekelindeydi bu açılımlar paketi.