Sabah erken hızlı hızlı yürüyordum. Karşımdan yine hızlı
adımlarla gelmekte olan hanım gür bir sesle “Selamün aleyküm” dedi.
Bir an göz göze geldik, ama hızla geçiştik. “Aleyküm selam” dedim
duyurmak istercesine bağırarak. Sonra dalından havalanan kuşlara
baktım. İçimde bir neşe belirdi, bu kan çanağının ortasında.
Allah'ın selamının herkesin, her şeyin üzerinde olduğunu görür gibi
bakıyorsun bir an otobüslere, koşuşturan insanlara, usul usul
yaprak dökmekte olan ağaçlara, köpeğe, kuşa... Evet, insan kendini
iyi hissediyor. Güvende hissediyor. O selamı aldığında... Sanki
alemlere ikram oluyor.
Barış yalnız kavgalılar arasında değil, yalnız devlet ile eli
silahlı örgüt arasında değil, bir o kadar da şu dal ile kuş
arasında, şu kadın ile benim aramda... Velhasıl her şey ile her şey
arasındaki görünmez ama hissedilir bağda mevcut aslında. Bunu
göremeyen biziz. Benlik lekelerinin ardında, semirmekte olan
egoların gölgesinde, eğri bakışlarımızın caydırıcılığında... Elbet
savaş oluyor barışın adı.