Yurtdışında evi hazır olup seçim sonucunda Erdoğan Başkan seçilirse memleketi terk etmeye hazır olanlar var. Sağda solda duyduklarımız dışında, bizzat yıllardır vatanı terk etme hazırlığında olanlar da var. Özellikle Gezi kalkışmasından beri.
Bir de gitme olanağına sahip olmakla birlikte iktidarın nimetlerinden yararlanmak için menfaatine uygun alavere dalavere ile yolunu bulmaya devam edenler var. Ki pek çoğu aynı zamanda hiç durmaksızın iktidarı sistemi ve toplumsal hayatı eleştirmeyi özel bir zevk edinmiştir.
Bu kişilerin kim olduğu değil mesele. Her devirde mevcutlar. Bir sosyo-patolojik profilden bahsediyorum aslında. En iyi eğitimi almış en nezih semtlerde yaşayan bu kimselerin çocuğunu Avrupa’da Amerika’da zorluk çekmeden sanki kendi organik haklarıymış gibi okutmalarındaki gururu ve övüncü çocukluğumdan beri gözlemlerim.
***
Bir yandan toplumsal davranışlarımızı eleştirirsiniz. (Parkta mangal yapıp çöpleri etrafa saçmayı mesela). Bir yandan gelenekten yansıyan her sembolü demode bulursunuz. Osmanlıca gibi müthiş bir medeniyet dilini eski yazı diyerek aşağılayıp küresel İngilizce öğrendiğinizde sanki daha evrensel bir insanlık mertebesine geliyormuşsunuz gibi!
Bir yandan kentsel dönüşüm ihalelerinden kazandıklarınızla doğayı katleden villalara taşınır ama bir yandan da Gezi’de çevre için ayaklanan gençleri yakıp yıkmaya teşvik edersiniz pişkince.