Afrin’de barış sağlandı, terörün benlik kaleleri aşk erlerinin kanıyla yıkıldı, yıkandı, içimizdeki dalgalanmalar bir nebze duruldu. Başımıza gelen hep kendimizdik, içimizde ne oluyorsa dışarıya yansıyan oydu. Yüz yıl önce hak yolunda savaşırken anladığımız gibi yine anladık.
Vatan müdafaasında yaralananların yüzündeki duru güzelliğe, sırlı kudrete bakakalıyorum her seferinde. Hak için savaşırken aldığın kılıç yarası gibi benlik savaşında aldığın aşk darbeleri sonucu nefsinde açılan yaralar da öylesine acıtıyor, içten içe.
Bir yara maddede, diğeri manada denilebilir ilk bakışta. Ama aslında madde de mana olduğuna göre, dökülen kan değil acısı ulaşıyor kaynağına. Hak için açılan yaralar acıtsa da aşk işte! Hep ona dönüyor, dönüşüyor.
Yâr’in yara’sı yardım ediyor hak yolunda. Nefsimizin orduları yarıla yarıla vatan savunmasında gönül mutmain oluyor. Hamd sancağı altında bir oluyor aşıklar eninde sonunda.
Sana yazıyordum kardeşim. Yeryüzünün en sağlam kalesi benlik demiştim önceki mektubumda. İkimiz de bunu yıkmaya çalışırken karşılaştık.
Geleneğimizdeki nefs eğitiminin ferdi yöntemleri bugüne dek seninle bakıp durduğumuz hiçbir aynadaki görüntüye benzemiyordu. Seni görür görmez kendimdeki bir sırra bakar gibi olmuştum. Aynanın taşıdığı bu sırdı manamda tecelli eden.