M. Bayram Ayaz Milat Gazetesi

Bağlı nefs dertlere yol açar

Detoks diyeti ile vücuda yerleşmiş toksinleri atmaya başlarsınız. Bir bakıma vücudun arınma sürecinde almak değil elden çıkarma işlemidir. Bunun gibi ruhsal sorunlarda hazla yöneldiğimiz işlerde biriken...

17 Ekim 2017 | 118 okunma

Detoks diyeti ile vücuda yerleşmiş toksinleri atmaya başlarsınız. Bir bakıma vücudun arınma sürecinde almak değil elden çıkarma işlemidir. Bunun gibi ruhsal sorunlarda hazla yöneldiğimiz işlerde biriken birşeyler vardır. Antideprasan kullanmadan önce gücünüz yettiğince arınmanız gerekir. Aksi halde herşeyi kucağında biriktiren gemi yolcusunun eziyetine katlanırsınız.

Yolcuların hikayesi bir gemide geçer. Bu öykü Stoacılar’dan ruh bilimcilerimiz Gazali ve Kindi’ye kadar kullanılmıştır. Gemi yolcularının öyküsünün özetine gelince; bir adaya mola için yanaşan geminin görevlisi yolculara seslenir: “Kaptanımız sadece ihtiyacınız için mola verdiğimizi ve kısa sürede ayrılacağımızı söylüyor”. Hikayeye göre gemi yolcuları, açgözlülük düzeylerine göre sınıflanmış dört grup insandır. Birinci grup yolcu kaptanın sözüne itaat ederek sadece ihtiyacını görüp gemiye vaktinde döner. Gemiyi boş buldukları için en güzel yerlere huzur içinde otururlar.

Adanın güzelliklerini seyre dalan ikinci grup adanın çiçeklerine, büyüleyici meyve ağaçlarına ve kuşlara hayranlıkla seyrederler. Yanlarına hiç bir şey almadan gemiye dönerler. En güzel yerlerin dolu olduğunu görünce hoşnutsuz bir halde boş buldukları yerlere oturdular.

Üçüncü grup ise adanın güzelliklerini daha fazla keşfetmeye koyuldular. Gemiye geç kalma endişesi içinde son anda yetiştiler. Bunlar yanlarına meyveler, sedefeler ve değerli taşlar almışlardı. Kimi dar yerlerde sıkışık oturdu kimi yer bulamayıp bir köşeye çekildi. Eşyalarını bırakacak yer olmadığı için yükleriyle seyahat ettiler. Ayrıca değerli taşların çalınması ve onları yitirme endişesiyle huzurları kaçmıştı.  Yolculuk süresince bazı eşyalarını yitiriyor, keder ve üzüntüye boğuluyorlardı.

Son gruba gelince; onlar adanın meyveleri ve güzelliklerine kanmak istediler. Adanın hoş kokulu çiçekleri, rengarenk taşları ve meyveleri onları sarhoş etmişti. Bu hal içinde gemiye dönmeyi ve asıl yurtlarına varmayı unutmuşlardı. Meyveleri, taşları ve çiçekleri ganimet bilip toplamaya başladılar. Artık mola süresi dolmuş ve gemi adadan ayrılmıştı. Şimdi onlar evsiz ve barınaksız kalmışlardı. Vahşi tabiat şartları ve yırtıcı hayvanların tehdidiyle ürkütücü bir hayat bekliyordu onları. Açgözlülükleri onların sonunu hazırlamıştı.

Hikayeyi anlatan İslam düşünürü Kindi, dördüncü grubun helak olduğunu bildiriyor. Onların halini bilenler ibret aldılar, bilmeyenler ise onları üzüntüyle anmışlardı. Üçüncü grubun topladıkları meyveler çürüdü ve sedefler kötü kokmaya başladı. Eşyalarını yüklenme ve koruma telaşı onları hayli yıpratmıştı. Artık ne varsa denize atmak zorunda kaldılar. Bitkindiler ve attıkları eşyaların pis kokuları onları hasta etmişti. Bir kısmı yolda ölmüş bir kısmı da perişan bir vaziyette yurtlarına dönmüştü.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Buluta bakma aya bak 10 Temmuz 2018 | 507 Okunma Kalbimiz çöp ev değildir! 03 Temmuz 2018 | 261 Okunma Yeniden Rabia işareti ve dört anektod 26 Haziran 2018 | 260 Okunma Anahtar kelimeler ve manalar 20 Haziran 2018 | 322 Okunma Daha oksijenli bir dünya mümkün 19 Haziran 2018 | 195 Okunma