M. Bayram Ayaz Milat Gazetesi

İnsanın hikayesi sıfır ile bir arasındadır

Ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm. Günümüz insanının artık ete kemiğe bürünmesi yetmiyor. Benliğe eklenir gibi dijital parçalara entegre olmaya başladı. Gün içinde yetmezmiş...

05 Aralık 2017 | 163 okunma

Ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm. Günümüz insanının artık ete kemiğe bürünmesi yetmiyor. Benliğe eklenir gibi dijital parçalara entegre olmaya başladı. Gün içinde yetmezmiş gibi cihazlarla uyumaya başladık. Buradan hareketle başımızdan geçenleri bilgisayar mantığı ile anlamaya çalışalım. Bilgisayar yazılımında kodlama dilinin sıfır ile ‘bir’ arasında olduğu bilinir. 0 ve 1 simgeleri ile kodlanmış yazılıma komutlar vererek ekrana bir içerik yükleyebilirsiniz.

İnsan ve beşer donanımı ruh ve beden olarak sıfırla bir arasında gider gelir. Sıfır boşluktur. Yokluk, yetersizlik, eksiklik ve kayıp alandır. ‘Bir’ alanı ise varlığı, doluluğu, yeterliliği, tamamlanmayı ve kudreti simgeler. Ancak her kültürün ve her insanın ‘sıfır’dan ‘bir’ alanına geçişi farklıdır.

İnsanın bütün yaşantısını sıfır ile bir arasında düşünebiliriz. İnsan sıfırdan ‘bir’e yükselmek ister. Açlık dürtüsünden tokluğa geçiş gibi. Bununla birlikte iki yönde arzular belirir. İnsan ve beşer yönleri açısından farklı eğilimler sergiler. Örneğin bir at, açlıktan tokluğa ulaştığında, sıfırdan ‘bir’e yükselmiş olur. Sonra tekrar sıfıra döner, acıkır,  sonra yemlenir ve yeniden sıfırdan ‘bir’e yükselir. İnsanda açlık dürtüsü vardır; yemek yer ve sıfırı bir yapar. Fakat insan açlık dürtüsünü bastırınca her zaman ‘bir’ e ulaşamaz. Beşer ihtiyaçlarını karşılayarak ulaştığı noktada  tatmin olmaz.

İlkel şartlarda yaşayan kabileler bile dürtüsel ihtiyaçların dışında ilgiler geliştirirler. Hayat, dansla iç içedir. Dans ritüelleri ile sıfırdan ‘bir’e yol aranır. Buradan şehirlere, medeni bölgelere geçtiğinizde, medeni insanların sıfırdan bir alanına geçişleri sancılı olduğu görülür. Bu gerilimi hafifletmek için medeniyet çapında doyum ve mutluluk yolları icat edilmiştir.

Hedonizm ekseninde hayat çeşitlenmiştir. Bütün çaba sıfırdan ‘bir’e geçiş yapmaktır. Bu düzeye ulaşmak için dürtüler tatmin edilir. Doyum ardından yeniden boşluk dalgası gelir. Bu durumda yeni teselli arayışı başlar.  Toplumun aynı yönde tatmin arayışları vardır ve kişiye model olur. Sıfırdan kurtulmak için birçok yol denenir. Fakat tatmin duygusu kalbe ulaşamadığı için yeni arayışlara girilir. Kolay ve ulaşılabilir yeni ‘bir’ düzeyleri icat edilir. Örneğin hedonizmin duygusal karşılığı olan sosyal ağlar, benlik tasarımlarıyla ‘bir’ düzeyine davet ederler. Batı dünyası, sıfır noktasından ‘bir’e  yükseliş için olmadık yollara girer. Haz doyumu ve benliğin yüceltilmesi en bilinen yoldur.

Küresel kültür ahlak çerçevesini parçaladığı için bütün yollar meşrudur. Her yol sıfırdan  ‘bir’e çıkar. Bu nedenle bireye açılan yolların çokluğu nedeniyle  ‘bir’lerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Buluta bakma aya bak 10 Temmuz 2018 | 507 Okunma Kalbimiz çöp ev değildir! 03 Temmuz 2018 | 261 Okunma Yeniden Rabia işareti ve dört anektod 26 Haziran 2018 | 260 Okunma Anahtar kelimeler ve manalar 20 Haziran 2018 | 322 Okunma Daha oksijenli bir dünya mümkün 19 Haziran 2018 | 195 Okunma