Herkes için önemli ve öncelikli olan mesele, kendi rengi,
kimliği ve kişiliğidir.
Hakikî terakki, daimî huzur, vicdanî rahatlık, ancak bu sûretle
mümkün olur, yahut temin edilebilir.
Aksi yöndeki bir hareketle, başkasına özenmek, başkasını taklide yönelmek, başkasına benzemeye çalışmakla, gerçek anlamda ne terakki olur, ne de bir içhuzuru sağlanabilir.
Aynı şekilde, kendi doğrularını lisânen söylemeyi ve fiilen yaşamayı geri plânda tutarak, mütemadiyen başkasının doğrularını veyahut yanlışlarını dillendirip durmak da kimseye bir kemâlât kazandırmaz.
Kim hangi fikirde ise, ağırlıklı şekilde onu yazıp söylemeli. Kim hangi inanç ve itikâdın sahibi ise, yine onu yaşamaya ve yansıtmaya çalışmalı.