Avrupa’daki bazı hükûmetler, Türkiye’yi yöneten siyasilerin gidip oralarda referandum kampanyası yapmalarını yasakladı. Hatta, bir kısmı salon konuşmalarına dahi eften-püften bahanelerle engel koydu.
Siyasilerimiz, iktidarı ve muhalefetiyle birlikte, Avrupa’nın bu yüzsüz yüzünü şiddetle eleştirdi, kınadı, reddetti...
Gayet tabii ki, haklı olarak.
Buraya kadar tamam; hepsine eyvallah. Biz de, bizimkilerin bu müşterek tavrını destekliyoruz.
Bu müşterek duruş ve davranışı, keşke diğer insanî meselelerde de gösterebilsek.
Bir de, madalyonun öbür yüzü var ki, asıl içler acısı olanı da bu yüzde karşımıza çıkıyor.
İşte, bu yüzdeki sayısız mağdurlara, son olarak bir de Yeni Asya muhabiri, Nur Ener kardeşimiz eklenmiş oldu.
Bu konuyla ilgili detaylı bilgileri, gazetemizin manşet haberlerinde görebilirsiniz.
* * *
Bu vesile ile, içimiz burkularak şunu söylemek durumundayız: Siyasilerimiz, Avrupa’daki yasakçı ve antidemokratik uygulamalara çatarken, kendi yaptıklarını ve yanı başlarında cereyan eden aynı türden, hatta daha beter uygulamaları da görmesi lâzım.