GÜNÜN TARİHİ 1 Şubat 1935
Şüpheli ve şaibeli bir Bakanlar Kurulu Kararıyla 24 Kasım 1934’te
resmen müzeye çevrilen Ayasofya, 1 Şubat 1935'te ise fiilen müze
olarak kullanılmaya başlandı. Yani, “müze açılışı” o gün
yapıldı.
Aradan seksen yıldan fazla bir zaman geçti. Bu Müslüman millet, Ayasofya’nın 1935’ten sonraki halini hiçbir zaman kabullenmedi; müze olarak işletilmesini hazmedip içine sindirmedi. Dahası, yeniden cami ve ibadethane şeklinde açılmasını hasretle bekledi, durdu. Bundan asla vazgeçmedi, vazgeçmiyor, vazgeçmez...
Şu aziz ve necib milletin bu manadaki hasret ve beklentisine bizler de aynen iştirak ettiğimiz için, Ayasofya dâvâsını asla gündemden düşürmüyoruz, düşüremeyiz. Bu dâvâyı bütün canlılığıyla her zaman ve her vesileyle gündemde tutmak, ahd û peymânımız olsun. Velev ki, bininci, bin birinci kez olsun...
Buna binaen, şimdi tekrar 1 Şubat (1935) vesilesiyle, seksen yıldır melûl-mahzûn durumdaki Ayasofya’nın halini bir kez daha tahattur ediyoruz.
* * *
Tarihî geçmişi 1600 yılı aşan Ayasofya mâbedinin bilinenleri kadar, şüphesiz sır perdesiyle örtülü bilinmeyen yönleri de var: San’at ve mimarlık yönü itibariyle harikulâde bir eser olan Ayasofya’nın ilk kez hangi tarihte inşa edildiği, kaç kere yakılıp yıkılarak “hâk ile yeksân” olduğu, yaşanan depremler sebebiyle kaç kere zarar görüp harabeye döndüğü, kimlerin ne zaman soyup talan ettiği, hangi tarihlerde kiliseden camiye, camiden müzeye çevrildiği gibi hususlar az-çok biliniyor.