Bilhassa kanlı darbe ve ihtilâller için söylenmiş ve umumî kabul görmüş şu söz pek meşhûr olmuştur: Darbe, zamanla kendi çocuklarını yer. (Bir tür yamyamlık yani.)
Bu durum, Büyük Fransız İhtilâli (1789) için olduğu kadar, Türkiye, Avrupa ve dünyanın diğer coğrafyalarında yaşanan darbeler için de aynen geçerli.
Bizdeki en çarpıcı örneği, 27 Mayıs (1960) Darbesi’nden kısa süre sonra, Millî Birlik Komitesi ismi verilen darbe cuntasının “14’ler hadisesi”yle ortadan ikiye bölünmesidir; bu cuntanın milliyetçi sağcı kanadının diskalifiye ile sınırdışı edilerek başka ülkelere gönderilmesidir.
Bizde başka örnekler de var; fakat, “günün tarihi” itibariyle, bugünkü konumuz, Fransız İhtilâli’nden kısa müddet sonra “ihtilâlin çocukları”na yönelik yaşanan idamlı, giyotinli gelişmelerdir. Şimdi, bundan 200 küsûr sene evvel yaşanan o ibretli olayların gelişme seyrine bakalım.