Bundan yedi-sekiz sene evvel operasyonel “Ergenekon furyası” başladığında, bu konu kısa sürede ülkenin bir numaralı gündem maddesi haline geldi ve uzun süre gündemdeki yerini korudu.
Bu müthiş “Ergenekon furyası”, eşzamanlı olarak basın-yayın furyasını da tetikledi.
Gazeteler, çarşaf çarşaf yazı, haber, yorum, tefrika yayınladı.
Televizyon ekranları, aynı hararetli konuyla açılıp kapanır bir hale geldi. Yetmedi, canlı yayın araçları, mobilize ekipler devreye girdi; “sarsıcı haberler” sıcağı sıcağına ekranlara taşındı.
Öte yandan emniyet binaları, adliye koridorları, hapishaneler, mahkeme salonları “Ergenekon sanıkları”yla, sanıkların yakınları ve avukatları ile dolup dolup taşmaya başladı.
Bütün bu gelişmeler yaşanırken, yayın evleri boş durur mu hiç. Onların da iştahı kabardı ve “Bestseller” olacak kitapları yayına hazırlamaya koyuldu.
Kısa sürede çok sayıda kitap, dergi, broşür yayınlandı.
Şamil Tayyar, bu sayede en popüler gazeteci-yazar unvanını kazandı; bilâhare milletvekilliğini...