Seçim atmosferinde olduğumuz için, siyaset ağırlık yazılar
yazıyoruz. Yoksa, 365 gün boyunca aynı konuda, aynı tonda yazıyor
değiliz.
Dolayısıyla, seçim atmosferinden çıktıkça, üzerinde duracağımız
konuların şekli ve yelpazesi de değişmeye başlayacak. Şimdilik
mâzur görüle...
Esasen, Risâle-i Nur dairesi içinde olanların nazarında, siyaset ve diplomatlık, ancak üçüncü-dördüncü derecede bir mesele olabilir. (K. Lâhikası: 84)
Bu vesile ile, asıl konuya geçmeden evvel önemli bir hususu hatırlat istiyoruz. Şöyle ki: Siyaset, halihazırdaki Nur Talebeleri ve Nur grupları arasında da hakikatte öncelikli bir mesele değildir. Müzakere yapmak yerine, üzerinde şiddetli münakaşalar, fırtınalı tartışmalar yapıldığı için, sanki en mühim ve öncelikli meseleymiş gibi telâkki ediliyor.
Bu handikaptan kurtulmak için, “Az mütehassis (duyarlı, duygusallıktan uzak), sağırca (duyduğu her söze kulak asmaz) ve fakat metin bir şahs-ı mânevî” olan meşveret ve şûrâ ruhunu, bir ferd-i mânevî olarak ruhunda yaşamak, hissetmek gerekir.