Vakit, gecenin bir yarısı... Alaaddin Ağabey (Temur) ile
birlikte Gebze’den İstanbul’a geliyoruz.
Uzunçayır durağından metrobüsle Avrupa yakasına geçmek istiyoruz.
Ama, kalabalıktan, izdihamdan binmek mümkün değil.
Bu çaresizlik karşısında, geriye doğru gitmeye, yani gidip ilk duraktan binmeye karar verdik.
Söğütlüçeşme’ye vardık ki, orası daha beter: Bir spor kulübünün kalabalık taraftarları, metrobüsün kalkış durağını da alabildiğine düzensiz, kuralsız, intizamsız bir şekilde işgal etmiş durumda: Koro halinde marş söylüyorlar, slogan atıyorlar, diğer takımlara yönelik küfürlü-hakaretli sözlerle tempo tutuyorlar, vesaire... Yani, itici mi itici, tiksindirici mi tiksindirici, hatta lânet edilesi bir geceyarısı tablosu...