Everest, dünya coğrafyasının Himalayalar’daki en yüksek tepesi.
Aynı zamanda, bir zirvenin adı.
Siyaset dünyasındaki fitne-fesadın Everest’i, yani zirve noktası
ise “dinin siyasete alet edilmesi”dir.
Kâinatta hiçbir şeye âlet, tâbi, basamak yapılmaması gereken dinî mukaddesatın, getirilip particilik siyasetine âlet edilmesinden daha büyük bir fitne-fesat yoktur, olmaz, olamaz...
Çünkü, böylesi bir fitne, militanlaştırdığı kişilerin kimyasını bozmakla kalmaz, aile efradından başlayarak bir milletin bütün fertlerini bölmeyi, ihtilâfa düşürüp kutuplaştırmayı ve nihayet onları birbirine kırdırmayı hedef alır.
Siyasetin bu tehlikeli sularında çok kulaç atanlar oldu ve ne yazık ki hâlâ olmakta. İşte, birkaç misâl...
* * *
Siyasette lider konumunda, yahut lider kadrosu içinde bulunanların ağzından çıkan dayatmacı ve mukaddesatı âlet edici şu tarz sözler oldu:
“Aziz millet! Önünüze konulacak sandıkta, aslında seçim değil, Müslüman sayımı yapılacak. Bunu unutmayın.”
“Biz oy verenler hak dinden, başka partilere verenler patates dininden.”