Birkaç gündür üzerinde yoğunlaştığımız konuya, bugün de eski bir
yazımızı güncelleyerek devam edelim.
Bu yazının lokal konusu, özellikle gözünü, kulağını, hatta konuşma
dilini elindeki telefon, tablet, aypet, bilgisayar gibi cihazların
ekran ve mikrofonuna kaptıran günümüz insanlarının, bilhassa
çocukların ve gençlerin hal-i pür-melâline dairdir.
İnşaallah, gençler ve ebeveynler açısından istifadeye medar olur.
* * *
Devletler için “istikbâl nesli”, anne-babalar için “biricik evlâtlar”ı, hayatta en değerli varlıklardır.
Dahası, ebeveyn için, evlâtlarının yaşadığı hâl ve içinde bulunduğu vaziyet kadar onlara sürûr veyahut teessür veren başka bir şey yoktur ve olamaz. Yani, anne-babalar için hemen her şey, evlâtlarının durumundan sonra gelir.
İşte, bu en kıymetli varlık olan istikbâl neslinin şimdiki vaziyeti nedir, nasıldır ve ne tür bir gelişmeye namzettir? Bunu hiçbir peşin hükme takılmadan, muhtelif cephelerden bakıp tabloyu net bir şekilde görmek durumundayız. Zira, iş işten geçtikten sonraki dövünmelerin pek bir faydası olmaz.
* * *
Düne nazaran bugünkü neslin daha dindar olduğu söylenebilir. Başı örtülülerin, Kur’ân okuyanların, İslâma ilgi duyanların, hatta din uğrunda ölmeye (şehit olmaya) hazır olduğunu söyleyenlerin sayısında ciddî bir artış söz konusu. Özellikle Cuma namazlarında gençlerin giderek artan ilgi ve iştirakı, sönükleşen ümitlere bile can suyu gibi hayat veriyor.
Bütün bunlar, şüphesiz sevindirici gelişmeler. Ne var ki, gençliğin genel tablosu bundan ibaret değil.
Güzel ve sevindirici bu tablonun hemen yanı başındaki bitişik tezgâhta, bir de aşağıda tarif edildiği vaziyette olan gençlerimizin yığın yığın resimlerini görmekteyiz:
Seni duymuyor.
Çünkü, kulağının ikisi de kulaklık tıpası ile kapalı. Mütemadiyen müzik dinliyor.