Bir önceki yazıda da dikkat çektiğimiz gibi, 10-12 yıldır özellikle dindar görünümlü, hoca kılıklı bazı maşalar vasıtasıyla Risâle-i Nur hizmetleri kundaklanmaya, yahut sabote edilmeye çalışılıyor.
Tabiî, maşaların kendisinden çok, o maşaları tutan kamuflajlı eller önemli. Asıl meselemiz, o nâmertlerle... Şayet mert olsalardı, mücadele meydanına kendi hüviyetleriyle ve maskesiz şekilde çıkar ve mücadelesini de harbî şekilde yaparlardı. Ama yok, nerede o mertlik, nerede o cesaret...
* * *
Yüzlerine maske takınan ve sütre gerisinden düğmelere basan bu karanlık çehreli komitacıların verdiği iki yönlü bir zarar var.
Birincisi: Yok yere halkın ve bilhassa gençlerin zihnini bulandırarak, onları orta yerde mütehayyir bırakıyorlar.
İkincisi: Devletin kuvvet ve imkânlarını beyhude şekilde kullanıp heder ediyorlar.
Neden beyhude? Zira, bu devletin bütün imkânları adeta seferber edilerek, en az 50 yıl müddetle Nurlar’ın ve Nurcuların aleyhinde istimal edildi.
Peki, sonuç?
Konuyu, az-biraz araştıran bir kimse, 1920’lerden-30’lardan bu yana bu meyanda nelerin yaşandığını, nelerin olup bittiğini çok rahat bir şekilde öğrenebilir.
Ama, biz yine de hiç olmazsa bir kısmını özetlemeye çalışalım...
* * *
Son yüz yıl içinde, hiçbir sabıkaları olmadığı halde, Nur Talebeleri ve Risâle-i Nurlar kadar,