Bir önceki yazımızda da açıkça gözler önüne serildiği gibi,
Musul vilayetinin elimizden gitmesinin birinci müsebbibi
İngiltere’dir.
Dessas ve gaddar İngiliz siyasetçileri yüzünden, Birinci Dünya
Savaşının son gününe kadar korumuş olduğumuz Musul, cebren ve hile
ile Osmanlı’dan kopartıldı.
Ve, bir daha geri verilmemek üzere, önce İngiltere’nin hegemonyasına terk edilen Musul, son olarak da Irak hükûmetine bırakılmış oldu.
Ne var ki, Musul üzerine yapılan türlü hesaplar, girişilen iç ve dış kavgalar hiç bitmek bilmedi. Çekişmeler, kavgalar bugün de bütün yönleriyle devam edip gidiyor. Dessas “İngiliz siyaseti” sayesinde...
Komşu değiliz; ama...
Bir Kuzey-Batı ülkesi olan İngiltere, Avrupa kıt’asında Osmanlı’dan ve İslâm diyarından en uzak bir noktada duruyor.
Yani, tarih boyunca onlarla hiçbir komşuluğumuz olmadı. Avrupa’nın ortalarına kadar giden, tâ Viyana kapılarına kadar gidip dayanan Osmanlı ile İngiltere devleti, hiçbir noktada sınırdaş dahi olmadılar.
Buna rağmen, ne hikmetse, Osmanlı ve diğer İslâm topluluklarının zarara uğradığı, sıkıntıya girdiği, başına türlü belâların açıldığı hemen her cephede, her noktada karşılarına Büyük Britanya’nın o meşhûr “İngiliz siyaseti” çıkıyor.
İşte, aynen Musul’un kaybı gibi, Hicaz Bölgesinin kaybedilmesi ve özellikle Vehhabiler eliyle Osmanlı’dan koparılması da, yine aynı sinsi ve dessas siyasetin gayretleri sonucu gerçekleşmiş oldu.