Yolcuyuz. Ruhlar âleminden geldik. Ana rahminden geçerek dünyaya merhaba dedik.
Ebed memleketine doğru gitmek üzere, şu dünyanın bekleme salonunda ecel trenini bekliyoruz.
Herkes, ister istemez binip gidecek. Yolun sonunda ise iki istasyon var, yolcuları bekleyen, gözleyen...
* * *
Dünya misafirhanesinde beklerken, ayrıca yapmamız gereken çok önemli işler, vazifeler var.
Hem o kadar önemli ki, gideceğimiz ebed ülkesindeki halimizi, vaziyetimizi ve daimî hayatımızı dahi şekillendirecek derecede...
İşte, hem bu âkıbeti düşünerek, hem de huzur-u İlâhi’de mahcup olmamak, yüzü kara çıkmamak için, şu misafirhanedeki muvakkat süremizi çok dikkatli ve ihtiyatlı şekilde kullanmaya mecburuz.
* * *
Allah’a, Âhiret Günü’ne inanan, ölümü hakkıyla düşünen kimse, bilhassa âhirette kendisini kurtaracak iş ve amellere yönelmesi, orada işe yarayacak hizmetlere, vazifelere odaklanması gerekir.
Bunun için ise...
Evvelâ: Şekvâ değil, şükretmeli. Tembelliğe değil, taate müteveccih olmalı. Tahribatla değil, tamiratla uğraşmalı.
Hizmette, tenkit yerine, takdir hislerini geliştirmeli. Kendinden çok, din kardeşini gözetmeli.
Vaktini boşa harcamak yerine, birlik ruhu ile güzel eserler yapmalı, hoş sadâlar bırakmalı.
Dilini gıybetten sakınıp duâya, niyaza, temenniye alıştırmalı.
Bu kısa yazıyı, Risâle-i Nur’daki şu veciz ifade ile noktalayalım:
İ'lem eyyühe'l-aziz!
Âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.
GÜNÜN TARİHİ 4 Ocak 1610: Sultanahmet’e dünya hayran
Dünya harikası bir eser olan Sultanahmet Camii’nin temeli 4 Ocak 1610 tarihinde atıldı.