GÜNÜN TARİHİ 18 Mart 1915
Çanakkale Zaferi o derece büyük bir hadisedir ki, bu muhteşem
zaferin yıldönümünde başka şeyleri yazmak, bizim gibiler için bir
nevi “abesle iştigal” hükmüne geçer.
Bu önemli hatırlatmanın ardından, hemen ifade edelim ki, şu bizim “Çanakkale”, birkaç yönüyle ikidir: Biri, Boğaz’da kazanılan “deniz zaferi” kısmıdır; biri de zaferden sonra daha çok Gelibolu Yarımadası’nda devam eden “kara muharebeleri” kısmı...
Aynı şekilde, umum millete ve şânlı Osmanlı ordusuna mal edilen bir Çanakkale Zaferi var; bir de, söz konusu zaferin hemen bütün şerefini götürüp Yarbay M. Kemal’e mal etmeye çalışan diğer bir Çanakkale Zaferi.
Velhasıl, türlü yalan ve yanlışlarla harman edilmeye çalışılan bir zafer edebiyatı var; bir de, her karışı şehitlerin kanıyla sulanmış gerçek bir Çanakkale Destanı var karşımızda.
Söz konusu “yalan ve gerçek” tarih, üstelik sadece Çanakkale Zaferi ile sınırlı değil; neredeyse son 150-200 yıllık tarihimizin tamamını içine alan bir zaman şeridinde karşımıza çıkıyor.
Şimdi, bu çetin zorluklara ve resmî bariyerlere rağmen, biz yine de gerçek Çanakkale’yi bir nebzecik olsun anlatmaya çalışalım.
* * *
Dünyanın en güçlü donanmalarına karşı hayret ve hayranlık uyandıran bir direniş örneği sergileyen kahraman ordumuz, her saniyesi ölüm kusan çarpışmalar neticesinde, nihayet 18 Mart günü Çanakkale'nin geçilmez olduğunu bütün dünyaya ilân etti. Şayet o gün Çanakkale Boğazı geçilmiş olsaydı, çok kuvvetli bir ihtimalle İstanbul da, dolayısıyla Marmara Bölgesi’yle birlikte bütün Anadolu elden gitmiş olacaktı. Zaten, asıl hedef, asıl maksat da buydu: Anadolu ve Rumeli'yi Türklerden ve Müslümanlardan temizlemek, onları asırlar önce geldikleri yere göndermek...
18 Mart'ta Çanakkale'de kazanılan deniz zaferinin en kısa, en doğru ve en yalın şekilde izahı, yukarıda ifade edildiği gibidir. Ne var ki, yetmiş–seksen yıldır, bu doğruların yerini yalan ve yanlış şeyler almış durumda.
Yani, Çanakkale'yi geçilmez yapan doğrular olduğu gibi anlatılmıyor, yalana ve yanlış bilgilere tevessül ediliyor: Göreceksiniz, bugün de benzer şeyler yapılacak. Yalan ve uydurma sokuşturmalarla kamuoyu enforme edilmeye çalışılacak. Meselâ, destanın yazıldığı ve zaferin kesinlik