Son gelişmelerin özeti şudur: İsrail, işgal ettiği Filistin
topraklarında halka zulmetmeye devam ettiği gibi, İslâm dinine ve
Müslümanlara karşı uyguladığı katı politikaları daha da
şiddetlendirdi. İsrail Parlamentosu, Ezân-ı Muhammedî’nin (asm)
hoparlörlerden okunmasını yasaklayan kànunu resmen kabul etti.
Hem ilk kıblenin, hem de Mi’râc’ın bir basamağını teşkil eden bu
mukaddes beldede Yahudiler tarafından sürdürülmekte olan zalimane
politikalar, artık bıçağın kemiği dahi kesmeye başladığı bir
raddeye gelip dayandığını gösteriyor.
Burada yaşanan özellikle son gelişmeler, Müslümanım diyen herkesi ilgilendirdiği gibi, dindar İsevileri dahi yakından alâkadar ediyor.
Gelinen noktada, hiçbir Müslüman çıkıp “Nemelâzım” diyemez, olup bitenler karşısında sessiz-suskun durup meseleyi geçiştiremez.
Bu hatırlatmalardan sonra, Filistin ve Kudüs’ün tarihî serencâmına bir nebzecik olsun temas edelim.
Yüz yıldan önceki Kudüs
Tarih seyri içinde defalarca fetih ve işgal vak'alarına sahne olan Kudüs, en uzun süren huzur ve sükûn devresini 1517–1917 tarihleri arasında yaşadı.