GÜNÜN TARİHİ: 26 Temmuz 1908
Bundan 110 sene evvel bugün (26 Temmuz 1908), Sultanahmet Meydanı’ndan toplanan halka hitap eden Bediüzzaman Said Nursî, dört dörtlük bir “Hürriyet Nutku”nu irad etti.
Bu nutuk, öyle çok beğenildi ve takdir gördü ki, dinleyenler, bunun başka yerde de tekrarlanmasını talep ettiler. Hürriyete susamış olan halkın bu talebi, kısa sürede “Kahraman-ı Hürriyet” olarak bilinen Enver ve Niyazi Beylere ulaştırıldı.
Onlar da, hemen bunun tedbirini aldılar ve aynı nutkun Selanik Hürriyet Meydanı’nda okunması için zemin hazırladılar. Nitekim, üç gün sonra, yani 29 Temmuz günü “vâki dâvete icâb ederek” Selanik’e giden Üstad Bediüzzaman, o destansı nutku burada aynen irad etmiş oldu.
Bir hususun daha altını çizerek, hadisenin gelişme seyrine öyle geçelim. O da şudur: Eşzamanlı olarak ilân edilen Hürriyet ve Meşrûtiyetin İslâmiyet’e aykırı değil, bilâkis tamamen uygun ve barışık olduğunu anlatacak, Bediüzzaman Hazretlerinden başka tanınmış bir âlim yoktu. Varsa dahi, meydana çıkmış veya çıkacak gibi değildi.
Bilinen tanınmış âlimlerin hemen tamamı, Sultan Abdülhamid’in uygulamış olduğu İstibdat Siyaseti’nden yana tavır koymaktan ileri gidemiyorlardı. Bediüzzaman ise, 1907 yılı sonlarında İstanbul’a gelir gelmez, hürriyet ve meşrûtiyetten yana tavrını âşikâr etmekle kalmadı, ilâveten inisiyatif kullanarak, bu içtimaî nimetleri umuma mal etmeye vargücüyle çalıştı. İşte bu meyandaki ifadelerinden misâller: "Ayasofya’da, Bayezid’de, Fatih’te, Süleymaniye’de umum ulemâ ve talebeye hitaben müteaddit nutuklarla şeriatın ve müsemmâ-yı meşrûtiyetin münasebet-i hakikiyesini izâh ve teşrîh ettim. Ve mütehakkimane istibdadın şeriatla bir münasebeti olmadığını beyan ettim." (Divân-ı Harb-i Örfî: 22)
* * *