Mısır’daki darbe yönetimi—idam ve müebbet dahil—İhvan-ı Müsliminden yüzlerce mazlûma ceza vermeye devam ediyor.
Bu dehşetli zulme mukabil—Türkiye ve müttefikleri dahil—hiçbir ülke harekete geçmiyor, geçemiyor.
Yanlış hareket ye’se dönüşür
İbadetin bile en makbulü “Az da olsa devamlı olanı”dır.
Bu kudsî ölçü, bundan iki sene evvel tavan yapmaya başlayan, ama bugün esâmisi dahi okunmayan “Rabia gösterileri” için de geçerli.
Şuurlu bir mü’min, inanarak neyi yapıyorsa onu “sürdürülebilir şekilde” yapmalı ve yaptığı o işi sonuna kadar da götürmeye gayret etmeli.
Aksi halde, inandığı dâvâya değil, bu zamanın en fecî hastalığı olan ye’se, yani ümitsizliğe hizmet etmiş olur. Aynı şekilde, karşısında mücadele verdiği cereyanın daha çok kuvvet bulmasına ve hatta galebe çalmasına bir cihette sebebiyet vermiş olur.
Yakın tarihimizdeki Şeyh Selim ve Şeyh Said Hadiselerinin (1913-25) neticesi böyle olduğu gibi, asıl konumuz olan “Rabia gösterileri” de aynı deftere, aynı hesaba geçmiş oldu, ne yazık ki...