Bitmeyen tartışma
Osmanlı tarihinin belki de en tartışmalı reform hareketi, işte bu "Tanzimât-ı Hayriye" vâkıasıdır.
Zira, fikir adamlarımızın bir kısmı bu hareketi şiddetle ve nefretle eleştirirken, bir kısmı da bu tarz bir düzenlemenin faydalı ve hatta kaçınılmaz olduğunu hep savuna geldi.
Bu noktada, doğrusu şöyle düşünmek de lâzım: Şayet Tanzimat olmasaydı, çok kritik bir eşikte yaşanan askerî, siyasî, diplomatik ve sosyal gelişmeler acaba nasıl bir seyir takip ederdi?
Araştırabildiğimiz kadarıyla, Tanzimat’a muhalefet edenler, bu ve benzeri suâllere pek de inandırıcı cevaplar getiremiyor.
Bizim bu noktadaki düşünce ve kanaatimiz ise şudur: Eğer o tarihlerde Tanzimat ilân edilmeseydi, genel durumun çok daha kötüye doğru gideceği kuvvetle muhtemeldir. Meselâ, çok daha erken bir inkıraz hali pekâlâ yaşanabilirdi.
Bir başka ifadeyle, Osmanlı'da Tanzimat ve benzeri reformları reddetmek, meselâ Cumhuriyet'in 27. senesinde (1950) demokrasiye geçişi reddetmek gibi bir mânasız bir bakış açısına tekabül ediyor.
Ne tuhaftır ki, ülkemizde hâlen de demokrasiyi reddeden ve 1950'den önceki "tek parti Cumhuriyeti"ni savunan, hatta o dönemin hasretini çekenler bile var. İşte, bu anlayışın sahipleri ne derece haklıysa, Tanzimat'a karşı gelenler de ancak o nisbette haklı olabilir.