Bütün samimiyetimizle ifade edelim ki, hak ve hakikat nâmına
yapılan hiçbir tenkitten rahatsız değiliz ve olmayız.
İnsan hali, bizim de işlememiz muhtemel olan hata ve yanlışları
gösteren, bunları düzeltmek maksadıyla ikaz ve ihtarda bulunanlara
da minnettarız. Onlara her defasında teşekkürlerimizi sunuyor,
“Allah razı olsun” diye de duâlar ediyoruz.
Bizi ve insan sıfatına sahip herkesi rahatsız eden tepkiler ise,
tenkitle uzaktan yakından alâkası bulunmayan küfür, hakaret,
tenzil, hatta yer yer tekfir edici garazkârâne salvolardır. Yani,
kişinin bize karşı başka türlü bir garazı var, kendince bahane
arıyor ve hemen ilk fırsatta saldırıya geçiyor.
Şimdi diyebilirsiniz ki: Canım, böyle aşağılık mahlûkların
muzahrafatından ve çirkefçe sataşmalarından rahatsız olmaya hiç
gerek yok. Üzülmeye değmez. Haklısınız. Lâkin, iş bununla sınırlı
kalmıyor. Bizim dost bildiğimiz, kendilerine itibar gösterdiğimiz
bazı kimseler, ne yazık ki, tutup o muzahrafâtı kendi hesaplarından
beğenerek, duyurarak, paylaşarak, bunların bir cihette reklâmını ve
taşıyıcılığını yapıyor.