Medyadan uzak kaldığımız son iki-üç hafta zarfında pek mühim
gelişmeler yaşandı.
Gerek iç ve gerekse dış bağlantılı hadiselerin başında, şüphesiz
Suriye topraklarında kara harekâtını netice veren “Fırat Kalkanı”
operasyonudur.
Bunun yanı sıra, bölge ve dünya ülkeleriyle sürdürülen diplomatik münasebetler, şu dönemde son derece önem arz ediyor.
Bu konuya aralıklı da olsa temas etmenin lüzûmu, zarureti ortada.
* * *
Öte yandan, “15 Temmuz Saldırıları” sonrasında ülke çapında ilân edilen OHAL ve bununla bağlantılı olarak icrâ edilen KHK’lara istinaden sürdürülen operasyonlar, farklı ve yeni boyutlar da kazanarak hayatı derinden etkilemeye devam ediyor.
Sosyal sarsıntılara, hatta aile fâcialarına yol açan bu zincirleme etkileşimlerin teşkil ettiği bazı tabloları şu şekilde sıralamak mümkün: Ailenin yükünü omuzlayan kimi anne, ya da baba, şüpheye veya yetersiz delillere istinaden işten-meslekten ihraç ediliyor. Maaşı kesiliyor. Bütün özlük hakları sıfırlanıyor. Kimi içerde tutuluyor; dışarıda olanlar da “damgalı” olduklarından hemen hiçbir sektöde iş bulamıyor.