İsrail hariç bütün ülkelerin samimi ya da gayri samimi karşı olduğu bağımsızlık referandumunun birkaç gün öncesi Barzani’nin Yahudi lobisi mensubu olan danışmanının evinde CIA ve MOSSAD’la yapılan gizli toplantıda alınan kararlarda Kerkük, Barzani’nin başkenti olarak ön görülmüştü. PKK, PYD ve Peşmerge birleşerek ordu oluyor ve Musul’da Barzani’nin devletine katılıyordu. (Diğer 10 maddeyi şimdilik yazmıyorum.)
Hayal âlemi ile gerçek hayat arasında uçurum vardır. Arada köprü kuramayan hüsrana uğrar. Irak ordusunun Kerkük’te hâkimiyet kurması Şii milislerin dışarıda kalması sevindiricidir. Bu harekât Arap-Kürt çatışması değildir. Irak’ın toprak ve siyasi bütünlüğü ve Bağdat’ın otoritesini yeniden kurma operasyonudur.
Son derece kritik günler yaşıyoruz. Barzani yalnız Kuzey Irak
Kürt Bölgesini değil Irak’ı ve Orta Doğu’yu bir ateş uçurumuna
bilerek ve isteyerek atıyor. DEAŞ ile mücadele maskesi altında
Kerkük’e Peşmergeleri yığmıştı. Irak Bağdat iktidarının 6 maddelik
isteğini reddetti. Barzani ve iktidarı emrivaki ile Kerkük’ü ele
geçireceğini zannediyorsa bu hayali hüsranlarla neticelenecektir.
Ama bu, pahalıya mal olacaktır.
Barzani gibi Saddam da "ABD’nin Lawrence’si" idi. Irak’ın yıllardır
başına gelen fitne, felaket ve çilelerin kapısını açtı. Uzun yıllar
ABD’ye hizmet etti. Turgut Özal, Saddam’ın kulağına bir şeyler
fısıldadı. Saddam ABD’ye cephe aldı ama onu kullananlar sonunu
hazırladılar.