NATO’nun karşısında geçmişte Varşova Paktı vardı. Ama NATO devam
ediyor. Soğuk savaş sona erdi ama NATO bir nevi siyasi değneklerle
yoluna devam ediyor. Hür dünyaya saldıracak veya askerî tehdit
meydana getirecek bir düşman yok. Ama inkârı mümkün olmayan gerçek
ise ilan edilmemiş yeni düşman “İslam”dır. Ve Türkiye’deki bütün
darbelerin ve darbe teşebbüslerinin arkasında NATO vardır. NATO
kendine yeni görevler ve roller aramaktadır. Gaye varlığını
sürdürmektir. NATO son yıllarda alan dışı misyonlar yükleniyor.
Faaliyetleri Avrupa dışındaki kıtalara uzanıyor. Eskisi gibi
“konvansiyonel saldırı” konseptine dayanamadığı için terörü bahane
ediyor.
Aslında terörün kaynağı kendisidir. İspanyol gazetecilerden biri
belgelere dayanarak NATO’nun dünyadaki darbe, ihtilal, iç savaş,
terör ve suikastların gerçek kaynağı olduğunu ve ülkeleri NATO’yu
kullanarak Avrupa Birliği vesayeti altına almak olduğunu açıklıyor.
Terörünü ise; terörü önleme, barışı koruma ve hatta barışı kurma
maskesi ile yapıyor. NATO, ABD’nin emrindedir. Ve ABD’nin dünya
hâkimiyeti yeni görevidir. Pusulası belirli hedefleri olmayan bir
gemi gibi yalpalayarak yola devam ediyor. Yakında kayalara çarpması
muhtemeldir. Son kullanma tarihini çoktan doldurmuş demode bir
kuruluştur. 68 yıldır ABD emperyalizmine hizmet ediyor. Soğuk Savaş
zamanında caydırıcı rol oynadığı da bir gerçektir...
NATO açık denizlerde korsanlarla mücadeleye kadar kendine iş buldu.
Varlığını devam ettirmek için kendisine yeni görevler ve roller
arıyor. 15 Temmuz darbesi de bu görevden biri idi. NATO hayatta
kalabilecek mi? NATO hangi kıstaslara göre faaliyetlerini
sürdürecek? Hangi amaçlarla nerelere kadar uzanacak? Henüz bu
soruların cevabı meçhuldür. Batı’nın gerçek yüzünü tanımıyoruz.
Zaman ve zemine, mevcut şartlara göre rolleri ve maskeleri değişse
bile uzun vadede hedefleri aynıdır.