İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri’nin Türkiye temasları kapsamında şu tespiti artık daha rahat yapabiliriz: Türkiye ve İran arasındaki Suriye merkezli güven bunalımı kısmen de olsa aşılmış durumda. Katar-Suudi Arabistan krizi, İran’a yönelik DAEŞ saldırısı ve Kuzey Irak merkezli son gelişmeler, bu güven sürecinin pekiştirilmesi açısından oldukça önemli.
Bu bağlamda, Suriye’de başlayan güven bunalımı Irak’ta tamamen ortadan kaldırılabilir. Bunun için İran tarafının Suriye örneğinde de görüldüğü üzere, Türkiye’nin “Kasr-ı Şirin Statükosu” noktasındaki hassasiyetlerini Irak’ta da dikkate alması büyük bir önem arz etmekte.
Diğer taraftan Irak’ta büyük bir nüfuz alanı elde eden İran’ın buna ne kadar yanaşacağı halen büyük bir soru işareti oluşturmakta. Afganistan, Irak, Suriye ve Yemen’deki kazanımları dolayısıyla hedef haline gelen İran’ın bu noktada daha fazla diretmesi, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmakla eş değer görünmekte.
Zira Türkiye’nin “Kasr-ı Şirin Statükosu” noktasında en ufak bir taviz vermesi söz konusu bile değil; ve sanırım burada belirtmeye bile gerek yok. İran, bu statükoya riayet ettiğinde Türkiye ile çok daha güçlü bir işbirliğini, geleceği inşa edebileceğini zaten görecektir.