ABD insanın gözüne baka baka yalan söylemede o kadar ustadır ki, kendi yalanlarına bile inanır. Aksi takdirde bu yalanlar o kadar inandırıcı olamaz. Yalanlarının gücünü buradan bile anlayabilirsiniz. Ama şimdiden belirtelim, ABD bir gün bu yalanlarının kurbanı olacak ve onun içinde kaybolup gidecek. Çöküşü yalancıktan olmayacak...
Şimdi gelelim son yalanlarına... ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü HeatherNauert, 19 Ağustos’ta yaptığı basın toplantısında ülkesinin IŞİD/DAEŞ yenildikten sonra Suriye’de kalmayı planlamadığını “(Suriye’de kalmak) bizim planımız değil. Bizim planımız DAEŞ’i dağıtmak” sözleriyle açıkladı.
Bu arada Nauert konuşmasına: “Amacımız DAEŞ’i yenmek ve bunun dışında başka bir şey yapmayacağız. Suriye’yi Suriyelilerin yönetmesini istiyoruz. Ne ABD, ne diğer güçler… Ülkeyi Suriyeliler yönetmeli” ifadelerini eklemeyi de unutmadı.
Daha önce bu sözleri Afganistan ve Irak için de duymuştuk. Çıkıyor(muş) gibi yapıp, daha sonra bu ülkelere daha güçlü bir şekilde dönen sanki Marslılar. Üstelik yine hep benzer yalanlar üzerinden. Örneğin, Afganistan’ı daha önce el Kaide’yi gerekçe göstererek işgal eden ABD, şimdilerde DAEŞ’i gerekçe göstererek bu ülkeye tekrar giriş yapıyor.
ABD aynı DAEŞ’i Suriye’de çok daha farklı bir şekilde kullanıyor; onu Suriye’de bitirdikten sonra bu ülkeyi terk edeceğini açıklıyor. DAEŞ’i çıkış bileti/gerekçesi olarak kullanıyor; aynen el Kaide örneğinde görüldüğü üzere..
Peki, bu durumda ABD ne yapmak istiyor? DAEŞ sonrası için nasıl bir Suriye öngörüyor? Bunun cevabı da söz konusu açıklamanın ve Afganistan-Irak deneyimlerinin içerisinde yer alıyor.