M. Şükrü Hanioğlu Sabah Gazetesi

Bir muhalefet söylemi olarak “demokrasi”

"Demokrasi" ve "çoğulculuk" siyasal söylemlerimizde sıklıkla dile getirilen kavramlardır. Buna karşılık, Cumhuriyet tarihini kapsayan, hattâ İkinci Meşrutiyet Dönemi sonrasını ele alan bir...

30 Nisan 2017 | 135 okunma

"Demokrasi" ve "çoğulculuk" siyasal söylemlerimizde sıklıkla dile getirilen kavramlardır.
Buna karşılık, Cumhuriyet tarihini kapsayan, hattâ İkinci Meşrutiyet Dönemi sonrasını ele alan bir değerlendirme yapıldığında, siyasal gücü elinde bulunduran "iktidar" ile ona talip olan "muhalefet" arasında bu kavramların kullanımı açısından ciddî bir orantısızlık görülmektedir.
Diğer bir ifadeyle, "demokrasi" ve "çoğulculuk," bir asrı aşan süredir ağırlıklı olarak "muhalefet" tarafından dile getirilen söylemler olma özelliğini taşımaktadır.
Buna karşılık "iktidar," bu kavramların yer aldığı söylemleri "ama," "ne var ki" benzeri ifadelerle sürdürmekte, bunu yaparken de "ülkenin geleceği," "Türkiye'nin koşulları," "geçiş dönemi," "beka" ve "istikrar" benzeri çekinceleri dile getirmektedir.
Önemli olan bu yaklaşımların "iktidar"da bulunan örgütlenmenin siyasal eğiliminden etkilenmemesidir.
Bu nedenle "muhalefet"te bulunduğu süreçlerde "demokrasi" ve "çoğulculuk" söylemlerini sahiplenen siyasal hareketler, "iktidar" olduktan kısa süre sonra ihtirazî kayıtlar koyan yaklaşıma savrulmaktadır.
Dolayısıyla "demokrasi," iktidar değişimleri sonrasında yaşanan balayı dönemleri haricinde, ağırlıklı biçimde bir "muhalefet" söylemi haline gelmektedir.
Bunun ise yüz yılı aşan süredir varlığını sürdüren yapısal bir sorun olduğunun altı çizilmelidir. Bu nedenle de onun siyasal yaklaşım ve liderlikten bağımsız olarak tahlil edilmesi gereklidir.
Bu yapıldığında, "demokrasi"nin bir muhalefet söylemi olmanın ötesine geçemeyerek gerçek anlamda "iktidara gelememesi"nin, onun ana akım siyasal hareketlerin "aslî" değer ve hedeflerinden birisi olmamasından kaynaklandığı görülecektir.

Mega söylemler ve "demokrasi"
Türkiye'de bileşenlerinin ağırlığının değişimi ve geçirdiği evrime karşılık "iktidar" seçeneği olmayı sürdürmüş iki temel siyasal hareket bulunmaktadır.
"Kalkınmacı muhafazakârlık" ve "devletçi modernleşmecilik" değişik dönemlerde "iktidar" olmuşlar; ama "demokrasi" ve "çoğulculuk" söylemini büyük çapta "muhalefet"te iken kullanmışlardır. Bunun temel nedeni, her iki ideolojinin de "demokrasi"nin ikinci, hattâ üçüncü planda kaldığı "mega söylemler"e sahip olmasıdır.
Başlangıcı Osmanlı İttihad ve Terakki Cemiyeti'ne götürülebilecek "devletçi

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Unuttuğumuz savaş 18 Kasım 2018 | 3.763 Okunma İstiklâl Marşı’nı okuyarak ırkçılık mı yapıyoruz? 11 Kasım 2018 | 5.669 Okunma Otoriter ritüel ve söylemleri eleştirmek “Türklük” karşıtlığı mıdır? 04 Kasım 2018 | 2.470 Okunma “Temsilî demokrasi” krizinde Türkiye 28 Ekim 2018 | 4.277 Okunma “Millî irade-vesayet” kısır döngüsünü kırmak 21 Ekim 2018 | 4.550 Okunma