M. Şükrü Hanioğlu Sabah Gazetesi

Bütün kötülüklerin anası ne?

Toplumsal gelişmeyi “altın çağ”dan sapma, siyasetin temel sorunlarını da “kötülüklerin anası” yapı ve kişilikler aracılığıyla açıklama yapısal sorunlarımızı...

22 Ocak 2017 | 182 okunma

Toplumsal gelişmeyi “altın çağ”dan sapma, siyasetin temel sorunlarını da “kötülüklerin anası” yapı ve kişilikler aracılığıyla açıklama yapısal sorunlarımızı kavramamızı zorlaştırır

Türkiye'deki siyasal hareketlerin hepsinin bir "altın çağ"ı vardır. Onlar günümüzü doğuran gelişmeleri bir "mükemmel" düzenden sapma ve "bozulma" paradigması çerçevesinde açıklarlar.
Örneğin, Kemalizm için 1920 ve 30'ların Tek Parti rejimi, muhafazakâr hareketlerin pek çoğu açısından da "Devr-i Hamidî" böylesi zaman dilimleridir. Kemalistlere göre, devrimlerin tamamlanmaması ve halkın gerekli bilince sahip olmamasına karşılık çok partili yaşama geçilmesi bir "karşı devrim" sürecini başlatmış, kusursuz bir toplumsal modernleşme "bozulmuş," onun "ışıklı geleceği" yerine "Ortaçağ karanlığı"na yönelinmiştir.
Muhafazakâr hareketlerin önemli bir bölümü ise II. Abdülhamid rejimi altında imparatorluğun muhafazası, kapsamlı altyapı projelerinin hayata geçirilmesi ve gelenek ile modernliğin anlamlı sentezinin yaratılması benzeri alanlarda yaşanan "altın çağ" sonrasında, İttihad ve Terakki ile başlayan, Erken Cumhuriyet ile devam eden bir "çözülme" ve "bozulma"nın yaşandığını ileri sürmektedir.
"Altın çağ" yaklaşımının doğal neticesi "mükemmeli bozan," "tüm kötülüklerin anası" yapı ve kişiliklerin yaratılmasıdır. Bu da toplumsal dönüşümün "bozulma" ve "doğru yoldan sapma" paradigmaları çerçevesinde değerlendirilmesine ek olarak, siyasetin temel sorunlarının "günah keçisi" haline getirilen yapı ve kişilikler üzerinden açıklanmasına yol açmaktadır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Unuttuğumuz savaş 18 Kasım 2018 | 3.763 Okunma İstiklâl Marşı’nı okuyarak ırkçılık mı yapıyoruz? 11 Kasım 2018 | 5.669 Okunma Otoriter ritüel ve söylemleri eleştirmek “Türklük” karşıtlığı mıdır? 04 Kasım 2018 | 2.470 Okunma “Temsilî demokrasi” krizinde Türkiye 28 Ekim 2018 | 4.277 Okunma “Millî irade-vesayet” kısır döngüsünü kırmak 21 Ekim 2018 | 4.550 Okunma