Yeni bir seçime giderken siyasette neyin değişeceği merak
ediliyor. Hangi parti ne söyleyecek de, sandık sonuçları 7
Haziran'dan farklı olacak?
Siyasi tabloya bakınca, bu farkı yaratabilecek potansiyele sahip
-daha merkezde oldukları için- iki parti görülüyor: AK Parti ve
CHP. Ancak şu da bir gerçek ki, bu farkı yaratma potansiyeli AK
Parti'de CHP'den çok daha fazla.
Çünkü AK Parti, 7 Haziran'da oy kaybetse de hâlâ Türkiye'nin
birinci ve hâlâ en değişimci partisi. Arkasına Türkiye toplumunun
en büyük sosyolojik kümesi muhafazakârları almış ve toplumun diğer
kesimleriyle de ilişki kurabilmiş, onların hayatına dokunmuş 13
yıllık bir başarı hikâyesi var.
Şimdi buna pozitif bir şey daha ekleniyor: 7 Haziran'da AK
Parti'nin kaybettiği oyları alan MHP ve HDP'nin kötü performansı.
Türkiye toplumu, bu iki partinin izlediği negatif siyaset nedeniyle
gözlerini yeniden AK Parti'ye çevirmiş durumda. Bu da çok fazla bir
şey yapmadan bile giden oyların en azından bir kısmının geri
döneceğini gösteriyor.
Ancak, AK Parti'den çok daha fazlası bekleniyor. Sadece oy
artırması değil, Türkiye'nin içinden geçtiği zor günlerde daha
uzlaşmacı, diğer partileri de dikkate alan ve kucaklayıcı bir
siyaset dilini kullanması bekleniyor. İster sokaktaki insanla,
isterse siyasi analistle konuşun, herkesin beklentisi bu.