Dün 27 Mayıs 1960 darbesinin 64'üncü yıldönümüydü. Bu darbeyle
sadece Adnan Menderes, Hasan
Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu idama
mahkûm edilip darağacına gönderilmedi, aynı zamanda her on yılda
bir yeni darbelerin de önü açıldı.
Bugüne uzanan bir vesayet sistemi kurumlaştı ve siyaset kurumunun
iradesine ipotek konuldu. Darbenin arkasında ABD vardı ama esas
motivasyon kaynağı da CHP ve CHP'nin akademi ve medya
bürokrasisiydi.
Ama asıl vahim olan, bu kanlı darbeye destek veren CHP siyasi
elitlerinin yaptığı 61 Anayasası'nın "en özgürlükçü
anayasa" ilan edilmesiydi. Oysa vesayeti kurumlaştıran bir
anayasaydı ve onu bile siviller değil, 12 Eylül'de darbeyle
askerler değiştirdi.
Garip ama gerçek, darbecilerin yargılandığı, vesayet sisteminin
geriletildiği son 10 yılda bile hâlâ yeni ve sivil bir anayasa
yapamıyoruz. Ne zaman böyle bir girişim başlatılsa 64 yıl önceki o
darbeci zihniyet devreye girip süreci sabote ediyor. Bu hep böyle
oldu.
Çok gerileri dönüp bakmaya gerek yok, sadece düne bakmak bile
yeterli. Dün 27 Mayıs darbesinin yıldönümüydü. 64 yıl sonra
geldiğimiz noktaya bakın... Normalde...