Türkiye, 53 yıldır AB kapısında bekliyor.
Biz mi girmeyi başaramadık, AB ülkeleri mi almadı artık anlamlı bir soru değil.
Çünkü AB Projesi bitmek üzere... Daha doğrusu bitirildi. İşareti de çok daha önceden verilmişti.
İngiltere halkının yüzde 52 oyla AB'den ayrılma isteği, birliği bitirmenin demokratik formülü.
Oysa Fransa'nın son dönemde başına gelenler, bu birliğin ABD tarafından nasıl bitirilmek istendiğini göstermeye yetiyor.
Dünyada yeni bir küresel paylaşım savaşı sürüyor ve bu savaşı ABD yönetiyor. AB'nin parçalanması da, Türkiye ve Brezilya'nın sıkıştırılması da, Suriye'deki iç savaşın bitirilmemesi de, "İslamcı" kılıklı terörün yükseltilmesi de bu küresel stratejinin bir parçası. ABD, AB'nin sadece ekonomik ve askeri açıdan güç olmasından değil, ulus devlet üstü ve demokratik değerleri önceleyen alternatif bir model olma ihtimalinden korktu.
AB'de ve dünyada bütün bu olup bitenleri anlamaya çalışırken aklıma hep rahmetli Mahir Kaynak gelir. Kaynak, rahmetli Ömer Lütfü Mete ile 2008'de yazdığı "Ergenekon, Darbecilerin Son Çırpınışları" isimli kitabında bugün AB'nin geldiği noktayla ilgili çok çarpıcı ipuçları veriyor. Temel tespiti şu: "Terör ve ekonomik operasyonlar günümüzde mücadelenin araçlarıdır ve mücadele her zaman olduğu gibi büyük güçler arasındadır." Bu perspektiften bakınca dün El Kaide'nin bugün ise DAEŞ'in yani IŞİD'in hatta PKK'nın nasıl bir rol üstlendikleri çok daha iyi anlaşılır.