MHP'deki iktidar savaşının ilk raundunu Meral Akşener kazandı.
Kazandı ama biraz Pirus Zaferi gibi oldu çünkü hem yol
arkadaşlarıyla ayrı düşüp yara aldı, hem de daha önce yazdığımız
gibi "İki MHP"nin önünü açtı.
Aslında kongreye kadar "İki MHP" bir olasılıktı ama artık gerçek
oldu. "Öz MHP"nin de Bahçeli'ye kalacağını söylemek için kâhin
olmaya gerek yok. Öteki partiye gelince... Onun adı "Yeni MHP" mi
olur yoksa başka bir isim mi alır bilemem ama şu görüldü artık;
Meral Akşener ve çevresi buna dünden hazır ve razı. Şimdi yeni
partinin hikâyesini tamamlamak için bir bahane arıyorlar.
Çünkü onlar bu çıkışı 2002'deki AK Parti'yle Erdoğan'ın çıkışına
benzetiyorlar. Onlara göre, "Ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve
ekonomik durum kötü. ABD, İsrail, İngiltere, Cumhurbaşkanı
Erdoğan'a karşı savaş açmış durumda. AB ülkeleri ve Rusya'yla da
ilişkilerimiz iyi değil. Bundan iyi fırsat mı olur?"
Bu aslında bir "paralel" strateji. Paralel Yapı'nın da desteğiyle
ilk seçimde iktidar olma hayali kuruluyor. Bu durumda Devlet
Bahçeli'nin MHP'sine de Saadet Partisi olmak düşüyor.
Muhalif MHP'lilerin hayali böyle, ancak hesaba katmadıkları çok şey
var. Sadece şunu söylemekle yetinelim: 2002'nin siyasi ortamında ne
yüzde 52 oy desteği olan bir Cumhurbaşkanı ne de yüzde 49.5 oy alan
bir AK Parti vardı.